Yogada, insan vücudundaki mecazi katmanları tanımlamak için kullanılan ”kosha” Sanskritçede ”kılıf” anlamına gelir. Upanişadlarda bahsi geçen koshalar eski Hindu metinlerinden gelir. Bu beş katman tıpki bir soğan gibidir. Hayat dengede olmadığında, sorunlu olan kosha’yı tanımlamalı ve diğerleriyle uyum içinde olmasına yardımcı olacak uygulamalar yapmalıyız. Her katmanı keşfetmek ve birleştirmek bizi mutluluk durumuna yaklaştırır.
- Annamaya Kosha, dış kılıf vücut katmanıdır. Kaslar, kemikler, deri ve organlar. Anna, bu seviyeyi koruyan yiyecek anlamına gelir. Asanalar, bu koshayı sağlıklı tutar ve vücutta ortaya çıkan sorunları tedavi etmek için kullanılabilirler. Elementi topraktır.
- Pranamaya Kosha, yaşam gücü / enerji kılıfıdır. Nefes ve enerjinin vücuttan akışı ile ilgilidir. Bu katman için pranayama uygulaması yapılmalıdır. Elementi sudur.
- Manomaya Kosha, zihin veya zihinsel kılıftır. Düşünceler ve duygularla ilgilidir. Bu katman için Meditasyon uygulaması yapılmalıdır. Elementi ateştir.
- Vijnanamaya Kosha, bilgi kılıfıdır. Bu kosha bilgelik, sezgi ve algıdan oluşur. Meditasyon da bu katmanın anahtarıdır. Elementi havadır.
- Anadamaya Kosha, en içteki mutluluk kılıfıdır. Sonsuz neşe, sevgi, barış ve tam mutluluğu temsil eder. Elementi eterdir.
Birçok katmanın altında Atman, Gerçek Benliğimiz ve ‘biz olduğumuzun çekirdeği yatar. Bu çekirdekte ruh, ilahi olan, gerçek, içimizdeki yaratılışın ifadesi, tezahür eder. Bu gerçek benlik, değişmeyen parçamızdır. Diğer katmanlar ne kadar kargaşa yaşarsa yaşasın, burası huzur içinde kalır. Farklı görüş, hayal veya alışkanlık değişikliğini benimsesekte, atman her zaman etkilenmez, daima doğrudur. Beş kosha boyunca yolculuk tek yönlü bir yolculuk değil, kendimizin tüm yönleri arasında daha fazla uyum ile, annamaya’dan anandamaya kosha’ya ileri geri titreşime izin vererek, daha uyumlu ve serbest akışlı bir beden ve zihin buluruz. Beş kılıfta denge ve uyum bularak, Gerçek Benliğin sükunetini ve huzurunu anlayabiliriz. Özünde, hep birlikte aradığımız mutluluk ve sevinç duygusunun gerçekten kendimizin dışına uzanmaktan değil, içeriye bakmaktan kaynaklandığı kaçınılmazdır.