Enerji ve Enerji Yönetimi
Evrenin çekim yasası, vücudumuzun bir enerji alanı olduğunu ve etrafa yaydığımız enerjiyle
hayatımızla bağdaşan insan ve olayları çektiğimizi söyler.
…Benzer benzeri çeker…
İçinde bulunduğumuz ortamları, kafamızda evirip çevirdiğimiz duygu ve düşüncülerle
beslenen bu enerjiyi olabilecek en yüksek düzeyde tutmamız gerekiyor ki çekim gücümüzde bir o
kadar yüksek olsun.
…İçsel olarak yaşadığımız herşeyi dışarıda görürüz…
Düşüncelerimiz hızlı hareket ederler ve düşünceleri hem oluşturmak hem de unutmak
oldukça kolaydır. Bu durum bize, düşüncemizi çok kolay yönetebileceğimizi gösterir. Zihnimizin bizi
bağlamak istediği frekansları kendimiz yönetmeye başladığımızda aslında düşüncelerimizi ve
ardından oluşabilecek duygu durumlarımızı ve dolayısı ile kendimizin efendisi olma yolunda ki ilk
adımı atmaya başlamış oluruz. Böylece etrafa yaydığımız enerji doğrultusunda uyumlanma
(rezonans) yaşayarak kendimize kendimiz gibi olanları çekmeye başlarız.
Yoga bir bilimdir ve bunu gerçekleştirebilmek için tasarlanmış bir yoldur. Gündelik
yaşantımız içinde aslında ne kadar çok dış dünya ile yoğrulduğumuzu ve tüm enerjimizi dışarıya
aktararak kendi yolumuzdan çıktığımızı, içsel farkındalığımızı keşfedemeden tamamıyla dış dünya
ile çevrilmiş bir hayat kurduğumuzun farkında bile değiliz. Başkalarının isteklerini kendi isteklerimiz
sandığımız, zevklerini zevkimiz sandığımız, ötekinin hislerinde kaybolup kendi hislerimizi hiçe
saydığımız, asıl olan varlığımızın manasını bir diğerinin varlığında aramamız, hatta damak tadımızı
diğerine göre şekillendiririken, giyim tercihlerimizi bile bir başkasına göre seçtiğimiz sahte bir
dünyanın içinde kaybolup gittiğimizin farkında bile değiliz. Detaylarda boğulduğumuzda ve büyük
resmi göremediğimizde ve durmadan kendimizi tekrar etmeye başladığımızda ardımızda kocaman
kendi tekerrüründen bir yaşam sürdüğümüzü göreceğiz. yoga tam da bunu farketmemizi
sağlayarak kendimizi yeniden inşaa edebilmemiz için kusursuz bir yol.
Yoga yolunda düzenli yani disiplinli bir uygulama ile hem kasti bir düşünceye odaklanabilir,
bu doğrultuda tüm hislerimizi geliştirebiliriz. Aslında çekmek ve çekilmek istediğimiz şeyi
yaratabiliriz. İlk başta çok ütopik gibi gelebilir ancak deneyimledikçe, asıl gerçekle yüzyüze
geldiğimizde yoganın her basamağını tek tek tecrübe ettiğimizde bunun hiçte ütopik bir şey
olmadığnı fark edeceksiniz.
Kendimizi oyalamak suretiyle geçirdiğimiz bunca zamanı (dünyevi diye tanımlanan herşeyi
kastediyorum) dürüstlükten ne kadar yoksun olduğumuzu farkettiğimizde ve asıl ihaneti kendimize
yaptığımızı anlayınca yoga yolunun bir insan mühendisliği olduğu noktasında buluşuyor olacağız.